Bin yıllık geleneklerini yaşatıyorlar

BALIKESİR’in Dursunbey ilçesine bağlı Güğü Mahallesi’nden yıllar önce göç eden vatandaşlar, yılda bir kez buluşarak kültürlerini ve geleneklerini yaşatıp, yeni nesillere aktarıyor. Son buluşmada, etkinlikler kapsamında yün eğrilip, kilim dokundu, geleneksel köy yemekleri yapılıp, şifa kaynağı pekmezin tarifi yeni kuşaklara anlatılarak köylülerin geçmişteki yaşam tarzları sahnelendi. 

Balıkesir’in Dursunbey ilçesine bağlı kırsal Güğü köyünde yaklaşık bin asırlık köy gelenekleri günümüzde de yaşatılmaya devam ediliyor. 6360 sayılı yasa ile köyden mahalleye dönüşen Güğü’de, son 20 yıldan bu yana nüfus oranında yarıdan fazla azalma meydana geldi. 500 hane olan Güğü Mahallesi’nde, geçim kaynaklarının sınırlı olması nedeniyle 200 haneye  kaldı. Geleneksel kültürlerini yaşatmak isteyen mahalle sakinleri, her yıl Balıkesir’de buluşarak, etkinlikler düzenliyor, geleneklerini yaşayıp, gelecek nesillere aktarıyor.

Güğü Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Halil Özcan, kültürlerini yaşatmak için dernek çatısı altında bir araya geldiklerini belirterek, “Köyümüzün geçim kaynağı hayvancılık. Bu nedenle kültürümüz içerisindeki yün eğrilmeden kilim yapımına, eski yemeklerimizden şifa kaynağı pekmez tariflerimize kadar geleneklerimizi yaşatıyoruz. Köyden ayrılan vatandaşlarımız ve yaşayanlar bu etkinlikte bir araya geliyor. Köyümüzün yaklaşık bin yılık kültür mirasını gelecek nesillere aktarırken, birbirimizden de kopmamış oluyoruz. 15’incisini düzenlediğimiz etkinlikleri uzun yıllar boyu sürdürmeyi hedefliyoruz” dedi.

DEĞİRMENLERDE UNLAR YAPILIYOR

Köyün geçim kaynağının orman işçiliği, hayvancılık ve tarım üzerine kurulu olduğunu söyleyen Özcan, şöyle konuştu:

“Köyümüzde eski yıllarda sinema, radyo, tiyatro ve televizyon gibi araçlar olmadığı için köylülerimiz kendi günlük yaşantılarını tiyatro ve oyunlar ile sürdürmüşler. Şimdi bu etkinlikleri de tekrarlayarak yaşatıyoruz. Yine köyümüzde ticaret takas usulü gelişmiş. Ekinler unlarla değiş tokuş yapılırmış. Değiş tokuş sırasında değirmenlere gitmekteki zamanı telafi etmek için minik el değirmenleri yapılmış. Köyümüzdeki her evin ambarında un değirmenleri mevcut. Yine köyümüzde en çok yapılan ürünlerin başında da pekmez geliyor. Bunların tariflerini aktarıyoruz” dedi.

GELENEKSEL ÇAM PEKMEZİ

Ninelerinden bugüne kadar gelen çam pekmezinin Güğü kültüründe ayrı bir yeri olduğunu söyleyen Fatmanur Ay, her evde bu pekmezden bulunduğunu söyledi. Ay, “Köyümüzde koyun yününden dokumalar, ürünler kullanılmakta. Sıcak ve soğuğu kesiyor. Şu anda da radyasyonu engellediğini düşünüyoruz. Hala dokuma devam etmekte. Yine köyümüzde çam ağacından pekmez yapılmakta. Köyümüzün rakımı oldukça yüksek. Burada yetişen çam ağaçlarından ilkbaharda çıkan filizler ve yeni yeşil kozalaklarından pekmez yapıyoruz. Sadece ilkbahar aylarında yapılan çam pekmezini ninelerimizin tariflerine uygun olarak yapıyoruz. Köyümüzün sağlık durumunun da bu pekmez nedeniyle iyi olduğunu düşünüyoruz. Çocukken hasta olduğumuzda bize hep bu pekmezden yedirirlerdi. Bizlerde çocuklarımıza aynı şekilde çam pekmezi yedirmeye devam ediyoruz” dedi.

‘HER YIL ETKİNLİKLERİ SÜRDÜRMEK İSTİYORUZ’

Kırsal mahalle halkının ayrılanlarla bir araya gelmesinin ve bu paylaşımın çok önemli olduğunu vurgulayan Muharrem Özcan ise “Yıllar önce köyden ayrılan vatandaşların buluşması için bu etkinlik çok önemli. Köyümüzü gerçekten özlüyoruz. Güzel bir yer. Ancak kırsal bir yer ve geçim kaynakları sınırlı. Bu nedenle yıllar önce ayrılarak, şehre geldik. 500 hane olan köy nüfusu 200 haneye kadar geriledi. Bu özlemi gidermek için de dernek kurduk ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen Güğü köylüleriyle bulaşarak, özlemimizi bir nebze olsun gidermeye çalışıyoruz. Her yıl etkinliklerimizi sürdürmek istiyoruz” dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir