Zeytinyağının yüzlerce yıllık hikayesi müzede

ÇANAKKALE’nin Ayvacık ilçesine bağlı turistik Küçükkuyu beldesinde bulunan ve Türkiye’de ilk olan Adatepe Zeytinyağ Müzesi’nde, yüzlerce yıl önceden günümüze zeytinyağının yapılışında kullanılan her türlü malzeme sergileniyor.

Yabancılar arasında daha çok Amerikalı ve Japon turistlerin gezdiği müzede 300’e yakın eser sergileniyor.
Küçükkuyu beldesinde, 2001’de kurulan Adatepe Zeytinyağ Müzesi, Türkiye’nin ilk zeytinyağı müzesi olma özelliğini taşıyor. Yüzlerce yıl önceden günümüze kadar zeytinyağı üretiminde kullanılan her alet ve edevatın tanıtıldığı müze 19 yıldır, ilgiyle ziyaret ediliyor. 300’e yakın ürünün sergilendiği müzede, kullanılan ilk sırıklar, zeytin tarakları, örme sepetler, amforalar, taş baskı sistemleri gibi geleneksel zeytinyağı yapım ürünleri yer alıyor.

Adatepe Zeytinyağ Müzesi hakkında bilgi veren Müze Rehberi Mehmet Çamkıran, ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiğini belirterek, “Burası Türkiye’nin ilk özel zeytinyağı müzesi. Bina 1950’li yılların sonunda sabunhane olarak yapılmış. 2001 yılında ise 5 girişimci tarafından alınan binada, zeytinyağının yüzyıllar içindeki yolculuğu anlatılmaya başlandı. Zeytinin toplanmasından soframıza gelene kadarki süreci, o dönem kullanılan araç ve gereci burada görmek mümkün. Gelişen teknolojiye bağlı olarak artık modern üretim tekniklerinin kullanılmakta. Zeytinyağını çıkarmanın en ilkel hali olan ayak teknelerinden, sonrasında yerini alan makaralı preslere kadar uzanan sistemler burada yer alıyor. Şu an günümüzde az kalmasında rağmen kullanılmaya devam edilen taş baskı sisteminde, zeytin hamuru torbalara konuluyor. Torbalar içindeki zeytine baskı uygulanıp, orta bölüme yağlar toplanıyor. Bu sistem de yaklaşık 2 bin 500 yıl önce kullanılmaya başlanmış. Günümüze kadar gelen mengeneli sistem, sıkıştırma esasına dayanıyor. Sadece sistem içinde kullanılan teknoloji değişmiş. Ahşaptan döküm demire, eşeklerin çevirmesiyle sıkıştırılan mengeneden, hidrolik baskıya geçilmiş” dedi.

Müzede 300’e yakın eser bulunduğunu sözlerine ekleyen Çamkıran, farklı dönemlerden kalma amforaların büyük dikkat çektiğini ve müzeye gelen yabancılar arasında en yoğun ilgiyi Amerikalı ve Japon turistlerin gösterdiğini söyledi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir